Türkiye ilk kez bir Türk futbol takımını 1905 de Ali Sami Yen ile kurdu. Arkasından Fenerbahçe Ankaragücü ve Beşiktaş futbol takımları kurdular ve bu klüpler 100 yıllarını tamamladılar.
Türk futbolu 100 yılını tamamladı. Fakat buna rağmen bir Anadolu takımını bir Avrupa kupasında ilk defa dün seyredebildik.
Bursaspor İspanya'nın en büyük 3. kulübüyle Valencia ile oynadı. Sonuç bugünün gidişi ve bu gidişata getirdikleri yorumlarla günü değerlendiren kendini de tatmin eden kişilerce facia , hüsran , rezillik gibi yorumlandı. Kimileri de çıkıp 'Bir de Real Madrid istiyordunuz.' gibi eleştiriler getirdi. Oysa ortada ne bir facia , ne de rezillik var. Orta da sadece tecrübesizliğin kurbanı olan bir grup aslan yürekli insan var. Türk futbolu bir Anadolu şampiyonu çıkardı. O Anadolu şampiyonu Valencia karşısında çıktı elinden geleni en iyi şekilde yapmaya çalıştı .
Sonuç : Kazanılmış + 1 Tecrübe !!
Türk futbolu olarak büyük eksiklerimiz olduğu gibi büyükte artılarımız var. İnanılmaz bir taraftar kültürümüz var. Takımına rengine armasına inanılmaz sahip çıkan bir kültüre sahibiz. Bu taraftara en güzel örneklerden biri de Bursaspor taraftarı . Bursaspor da Volkan Şen'in harika gayreti , Sercan'ın cezbedici isteği ve taraftarın inanılmaz desteği . Bir insan bunları görüp hayal kırıklığına nasıl kapılabilir?
Artık yöneticiler yaptıkları işin ve nasıl yapmaları gerektiğinin farkına vardılar. Altyapı çalışmaları , oyuncu izlemek için profesyonel scout ekiplerinin kurulması . Kısacası Türk futbolunun en büyük ve kesin eksiği olan altyapıda eğitim sorununa bir çare bulmağı isteği var ortada. Bu çare en kısa zamanda bulunacak bir sistem oturtulacak ve birçok yıldız çıkacaktır bu ülkeden.
Türk futbolcularda diğer birçok ülkenin oyuncularında olmayan pozitif bir değer var. Heyecan ! Bizim futbolcularımız kıpır kıpır , başarıya aç , istekli , bulunduğu ortamı benimseyen sahiplenen yapıya sahiptirler. Kazandıkları parayı haketmek isterler. Kulüp düzeyindeki başarımız , milli takımlar da edindiğimiz başarılarda bu heyecanın payı yüksektir. Bizim eksiğimiz ise oyuncuların pozisyon bilgisinin eksik olması...
Dün aslında Bursaspor maça şanssız başladı çok şanssız bir gol yedi ama hernekadar bu tür golün yenme ihtimali bir maçta çok düşük dahi olsa da tam manasıyla konsantrasyonunuzu sağlamış bir takım olarak ve takım oyuncusu olarak pozisyonu kontrol etmeniz gerekir.
Bursasporun yediği bu ''şanssız'' golde Tino Costa topu daha ayağına alır almaz vuracağını zaten belli etmişti. Hüseyin ise bu pozisyonda hem Costa dan hem de toptan uzaklaşmaya , geri geri gitmeye başladı. Hüseyin'in bu pozisyonda Costa ya doğru ileri atılması ve bu vuruş ''şansını'' ona vermemesi gerekirdi.
Valenci'nın Costayla topu pasla devam ettirebileceği zaten 3 oyuncu vardı ve 3 ü de zaten Bursalı oyuncularca markaj altındaydı. Bu sadece benim görebildiğim bir oyuncu hatasıydı. Eminimki Ertuğrul hoca bunun gibi nicelerini gördü ve oyuncularına anlattı. Aynı grubun diğer maçları dahi çok daha farklı olacaktır. Ve gelecek yıllarda Bursanın Avrupa maceraları çok daha başarılı çok daha heyecan verici olacaktır.
Esas Anadolu devrimini Trabzon ile değil Bursa ile geçen yıl içinde yaşadık. Bu sezonsa aynı Bursa ve çok iyi bir Trabzon iddialı bir Kayseri ile yolalıyor Süper Lig.
Kısacası Türkiye sportif açıdan tam bir maden ve artık bizler bu madeni kullanmayı öğrenmeye başlayan yöneticilere sahibiz , büyük yeteneklere sahibiz. Onlara bu yeteneklerini nasıl kullanmaları gerektiğini öğreterek çok daha iyi yerlere getireceğimize eminim. Birde şu günlük yorumlarıyla acımasızca takımlarımıza diş geçiren insanlardan kurtulsak bu gelişim süresini çok daha kısaltabiliriz. Zira bugün bu yenilgiyi böylesine sert eleştirenler dün de Mehmet Topal için hakarete varan eleştiriler yapıyorlardı. Dün öve öve bitiremedikleri Valencia'da top akışını sağlayan Topal'a...
Ben dün izlediğim maçta ne bir facia ne de bir rezillik gördüm. Tecrübe kazanan geleceğin bir büyük takımı ve harika taraftarı vardı sahada. Volkan Şen in bu çabasına , Sercanın bu isteğine ve taraftarının bu desteğine Bursa'ya Bursaspor'a Ertuğrul Hocaya sonsuz teşekkürler!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder